Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneği (DİSİDER) hayatı doğrudan etkileyen ve toplumsal bir soruna dönüşen konut, kira ve arsa fiyatlarındaki aşırı artışlar konusunda kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla basın toplantısı düzenledi.

Basın açıklamasını yapan DİSİDER Başkanı Şeyhmus Akbaş, herkesin hayatını doğrudan etkileyen ve derin bir toplumsal soruna dönüşen konut, kira ve arsa fiyatlarındaki aşırı artışlara dair görüşlerini kamuoyuyla paylaşmak üzere bir araya geldiklerini ifade etti. Akbaş, "Son aylarda, özellikle büyüyen şehir merkezlerinde yaşanan kontrolsüz konut ve kira artışları yalnızca ekonomik değil; aynı zamanda ciddi bir sosyal krizin habercisi haline gelmiştir. Barınma hakkı, temel bir insan hakkıdır. Ne yazık ki bugün bu hak giderek erişilemez hâle gelmekte; özellikle konut fiyatlarındaki artış ve kredi faizlerinin yüksekliği, artık sadece dar ve sabit gelirli vatandaşları değil, orta sınıfı da derinden etkilemektedir" dedi.

Emlak Uzmanı; "Emlak vergilerindeki artışlar cep yakacak"
Emlak Uzmanı; "Emlak vergilerindeki artışlar cep yakacak"
İçeriği Görüntüle

Arsa ve konut piyasasındaki spekülatif artışlar; ihracatçı ve sanayici üretimi teşvik etmesi gereken sermayeyi sanayiden koparıp, emlakçılığa yönlendirdiğini aktaran Akbaş sözlerine şöyle devam etti:

"Buradan açıkça ifade etmek isteriz ki; kolaycılık, kalkınmamızın önünde duran en büyük engellerden biridir. DİSİDER olarak yaptığımız analizler göstermektedir ki; inşaat malzemeleri ve işçilik maliyetlerinde kayda değer bir artış yaşanmamış olmasına rağmen, konut, kira ve özellikle arsa fiyatlarındaki fahiş yükselişler ekonomik gerçeklerle açıklanamayacak boyuttadır. Bu tablo, spekülatif ve manipülatif bir piyasa gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu kontrolsüzlük yalnızca bireyleri değil; şehirlerin sosyal dokusunu, adil yaşam hakkını ve ekonomik sürdürülebilirliği de derinden sarsmaktadır. Özellikle enflasyonu körüklemekte ve ekonomik istikrarı tehdit etmektedir. Bu noktada altını çizerek vurgulamak istiyoruz, konut bir yatırım aracı değil, herkes için erişilebilir, güvenli ve insanca bir yaşamın temelidir. Bu nedenle, tüm sektör paydaşlarını sorumlu, duyarlı ve adil bir duruşa davet ediyoruz. Kar elbette önemlidir; ancak toplum odaklı çözümlere bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır. Aksi halde yalnızca konut satışlarında değil, genel olarak inşaat sektöründe de ciddi sorunlar yaşanacak, süreç içinden çıkılamaz bir hâl alacaktır. Bu çerçevede, Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) deprem konutlarında sergilediği başarılı uygulamaların, sosyal konut üretiminde de sürdürülmesi gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca 30 Haziran 2025’te sonlanan yerinde dönüşümün tekrardan gözden geçirilmesi önemini vurgulayarak, Hazine ve TOKİ’ye ait arsaların yapı kooperatiflerine, konut üreten firmalara öncelikli ve uygun fiyatlarla tahsis edilmesi, hem TOKİ’nin yükünü hafifletecek, hem fiyat istikrarı sağlayacak, hem de konut krizine kalıcı çözümler üretecektir. Değerli basın mensupları, Yerel yönetimlere de bu süreçte önemli sorumluluklar düşmektedir. Arsa rantının önüne geçilmeli, uydu kentler oluşturulmalı ve ucuz konut üretim mekanizmaları hızla devreye alınmalıdır. Bu adımlar yalnızca bugünün sorunlarını değil, yarının şehirlerini ve toplumsal huzurunu da doğrudan etkileyecektir. DİSİDER olarak, bu süreçte üzerimize düşen her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu ifade etmek isteriz. Çünkü biz inanıyoruz ki, barınma hakkı kutsaldır. Ve bu hakkın korunması, hepimizin ortak sorumluluğudur".

(MAK-AKK-E)

Kaynak: İHA