Uşak iline 45 km, Karahallı ilçesine 4 km uzaklıkta bulunan Külköy sakinleri köylerinin altında bulunan antik kentin bugüne kadar bir türlü kesin yeri tespit edilemeyen “Pepuza Antik Kenti” olduğunu ileri sürüyorlar. İddialarını da 2000 yılında köylerine gelen bilim insanı, yüksek jeofizik mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın burada yaptığı araştırmalara dayandırıyorlar.
PEPUZA ANTİK KENTİ “YENİ KUDÜS” OLARAK KABUL EDİLDİ
Pepuza antik kentinin tam olarak yeri bugüne kadar belirlenemedi. 2000 yılında Banaz çayı kenarında bulunan ve halen Uşak Arkeoloji Müzesi’nde bulunan bir taşın üzerindeki ifadelerden aşağıdaki fotoğrafta görülen yerleşim alanının Pepuza Antik Kenti olabileceği ihtimali değerlendirilmiş, ancak sonradan burasının sadece bir manastır olduğu tespit edilmiştir.
Daha sonra Avusturyalı William Tabbernee ve ABD’li Peter Lampe adlı araştırmacılar bölgede 2001 ve 2002 yılarında yüzey araştırması yapmışlardır.
PAPALALIK VE KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ARAŞTIRMA YAPILMASINA SICAK BAKMIYOR
Dr. Semahat Göker Özyürek, bir araştırmasında Montanizm hakkında şu bilgileri verir: “Montanizm, erken Hristiyanlık döneminin en dikkat çekici mezheplerinden biri olarak özellikle Uşak’ın Karahallı ilçesi ve Karayakuplu köyü çevresinde yapılan arkeolojik kazılarla yeniden gündeme gelmiştir. Bu çalışmalarda, Pepuza antik kentinin, İncil’de “Yeni Kudüs” olarak geçen ve Montanistlerin merkezi olduğuna inanılan kutsal mekân olduğu ileri sürülmektedir (Batuk, 2003).
Montanizm hareketi, kurucusu Montanus ve kadın liderleri Maximillia ile Priscilla’nın ruhani liderliği etrafında şekillenmiş, peygamberlik iddiaları ve katı ahlaki kurallarıyla Ortodoks Hristiyanlıktan ayrışmıştır. Montanistler, kıyametin yakın olduğu inancıyla Pepuza’ya sığınmayı teşvik etmiş, kadın liderlerin etkin rol aldığı bu mezhep, Kibele kültü ve kadın piskoposların varlığı nedeniyle sapkın olarak nitelendirilmiştir. 6. yüzyılda Bizans İmparatoru Justinianus’un baskıları sonucunda yok olmuştur.”
Papalık, günümüzde bile montenizm konusunda araştırma yapılmasından rahatsız olmaktadır. Kültür ve Turizm bakanlığı Tabernee ve Lampe’nin teolog (Din bilimci) olduğunu öne sürerek bir daha araştırma yapılmasına izin vermemiş ve bu ikilinin misyonerlik faaliyetlerinde bulunmasından şüphe etmiştir.
“KÜLKÖY’DEKİ YERALTI ŞEHRİ YENİ KUDÜS ŞEHRİ OLABİLİR Mİ?
Külköy’de 2016 yılında 2 tarihi eser kaçakçısı tarihi eser olduklarını düşündükleri bir alanda dinamitle patlatma yapmak istemişler, beceremeyince bırakıp kaçmışlardı.
Bu olayı duyan dönemin Uşak Valisi Ahmet Okur, buraya gelerek patlatılan çukura inmiş, burada incelmelerde bulunarak derhal araştırma yapılmasını istemişti. Ancak Ahmet Okur Valilik görevinden ayrılınca bu çukur öylece kalmıştı.
YEŞİL SİVASLI GAZETESİ (YSG) İNTERNET HABER SİTESİ YERALTI ŞEHRİNE İNDİ
Külköy’ün yerlilerinden araştırmacı Zafer Torlak, YSG olarak bizi gezdirdi ve bu yeraltı şehrine indirdi. Gerçekten burada çok sayıda tarihi eser var.
Çukurun sağı solu çökmelerle kapanmış. (Bu çukurun üstü de Uşak Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından sonradan kapatıldı. Artık kimse inemiyor) Nereye kadar gittiği bilinmiyor. Ama çöküntülerle meydana geldiği belli olan geniş vadi, Torlak’a göre gerçek; “Antik Pepuza Kenti.” Torlak, bu tezini de Prof. Dr. Ahmet Ercan’a dayandırıyor.
6. yüzyılda Bizans İmparatoru Justinianus’un baskıları sonucu, yer altına inip topluca intihar etikleri düşünülen montenistlerin kenti Pepuza bu yeraltı şehri olabilir mi?
Döneminde “2. Kudüs” anılan Pepuza antik kenti, Külköy’deki yeraltı şehri çıkarsa; hem Hıristiyanlık tarihi, hem de Uşak tarihi baştan aşağı değişecektir.
Ayrıca; 2. Kudüs Pepuza’yı görmek için binlerce turist, Uşak ve Karahallı ilçesine gelecek bu da Uşak ve Türk ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır diye düşünüyoruz.
Külköy’deki esrarengiz şehir bir an önce araştırılarak gün yüzüne çıkarılmalıdır.