Dünyada Bir İlk: Robot Anneler İnsan Bebek Doğurabilecek
Guangzhou merkezli Kaiwa Technology şirketi, dokuz ay boyunca insan embriyosunu taşıyıp doğurabilecek ilk robot prototipini geliştirdiğini açıkladı. Şirketin kurucusu ve baş araştırmacısı Dr. Zhang Qifeng, yapay rahim teknolojisinin artık “olgun bir aşamaya” ulaştığını belirterek, “Artık teknolojiyi robotun karnına entegre edebilecek seviyedeyiz. Böylece insan ile robot etkileşimi sayesinde tam bir hamilelik süreci yaşanabilecek” dedi.
Dokuz Aylık Yapay Hamilelik
Prototip robotun içinde yer alan yapay rahim, bir bebeğin normal gebelikte olduğu gibi gelişimini sürdürebileceği şekilde tasarlandı. Geliştirilen sistemde, bebek besinleri özel tüpler aracılığıyla alacak ve yapay amniyotik sıvı içinde büyüyecek. Dokuz aylık süreç sonunda ise canlı bir bebeğin dünyaya gelebileceği öngörülüyor.
Şirketin açıklamasına göre, söz konusu prototipin 2026 yılında yaklaşık 100 bin yuan (yaklaşık 10 bin sterlin) fiyat etiketiyle satışa sunulması planlanıyor. Ancak en çok merak edilen konuların başında embriyonun yapay rahme nasıl yerleştirileceği ve döllenmenin hangi yöntemlerle gerçekleştirileceği geliyor. Bu sorulara henüz net bir yanıt verilmiş değil.
Bilimsel Arka Plan
Dr. Zhang, yapay rahim fikrinin tamamen yeni olmadığını vurgulayarak, daha önce bilim insanlarının prematüre kuzuları “biyotorba” adı verilen yapay torbalarda haftalarca yaşatmayı başardığını hatırlattı. Bu deneyimlerden yola çıkan Çinli bilim insanları, teknolojiyi daha ileri bir aşamaya taşıyarak insan hamileliğine uyarlamaya çalışıyor.
Özellikle Çin’de kısırlık oranlarının hızla artması, bu alandaki araştırmaların ivme kazanmasına neden oldu. Resmî verilere göre ülkede kısırlık oranı 2007’de yüzde 11,9 seviyesindeyken, 2020’de yüzde 18’e yükseldi. Dr. Zhang, yapay rahim teknolojisinin bu soruna çözüm olabileceğini ve doğurganlık oranlarını artırabileceğini savunuyor.
Etik ve Hukuki Tartışmalar
Her ne kadar bilimsel açıdan çığır açıcı bir gelişme olarak görülse de robot anneler ciddi etik ve hukuki tartışmaları da beraberinde getiriyor. Uzmanların bir bölümü, anne ile bebek arasındaki doğal biyolojik sürecin teknoloji ile birebir kopyalanamayacağını düşünüyor.
Philadelphia Çocuk Hastanesi’nden araştırmacılar, 2022’de yayımladıkları raporda, bu tür uygulamaların hamileliği “hastalıklı bir süreç” gibi gösterebileceği uyarısında bulunmuştu. Benzer şekilde bazı uzmanlar, doğal annelik sürecinin ortadan kaldırılmasının insanlık açısından tehlikeli bir kırılma noktası olabileceğini dile getiriyor.
Buna karşılık farklı görüşte olan bilim insanları ise yapay rahimlerin kadınları hem hamilelik sürecinde yaşanan sağlık risklerinden hem de bedensel yüklerden kurtarabileceğini savunuyor. Bu teknoloji sayesinde özellikle doğum komplikasyonları yaşayan ya da tıbbi olarak hamile kalamayan kadınların da annelik deneyimi yaşayabileceği belirtiliyor.
Çin’de Politika Görüşmeleri Başladı
Dr. Zhang, yapay rahim teknolojisinin yasal çerçevesinin oluşturulması için Guangdong eyaletindeki yetkililerle görüşmeler yaptığını açıkladı. Şirketin hedefi, yalnızca tıbbi açıdan değil, hukuki ve toplumsal açıdan da güvenli ve kabul edilebilir bir model ortaya koymak.
Ancak uzmanlar, mevcut yasa ve düzenlemelerin bu yeni duruma uyum sağlamasının yıllar alabileceğini ve uluslararası düzeyde büyük tartışmalara yol açabileceğini öngörüyor.
İnsanlığın Geleceği İçin Yeni Bir Dönem mi?
Robot anneler konusundaki gelişmeler, insanlığın geleceğine dair önemli soruları gündeme getiriyor. Bir yandan teknoloji, kısırlık sorununa çözüm ve kadınların özgürleşmesi için umut verici olarak görülürken; diğer yandan insan biyolojisinin temel süreçlerine müdahale edilmesi, beraberinde toplumsal ve etik endişeleri getiriyor.
Önümüzdeki yıllarda bu alandaki gelişmelerin yalnızca bilim dünyasını değil, tüm insanlığı yakından ilgilendiren bir tartışmanın merkezinde olacağı kesin görünüyor.