Uşak Barosu Çevre Komisyonu avukatları, çevre kirliliğine dikkat çekmek ve Kışladağ Altın Madeni’ne karşı hukuki ve toplumsal mücadele çağrısında bulunmak amacıyla Uşak Belediyesi Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya CHP Uşak Merkez İlçe Başkanı Uğur Dümen, Avukat Serap Ergün Bitgin, Eski CHP Milletvekili Avukat Dilek Akgün, Uşak Baro Başkanı Avukat Özgür Boz ve çok sayıda vatandaş katıldı.
“Toprağın üstü altından değerlidir”
Basın açıklamasında konuşan Avukat Serap ERGÜN Bitgin, Ulubey ve Eşme ilçeleri sınırlarında bulunun Kışladağ Altın Madeni’nin, 2006 yılından bu yaba çevreye büyük zarar verdiğini ve denetimsizlik nedeniyle geri dönülmez tahribatlara yol açtığı belirtti.
Bitgin, TÜPRAG Metal Madencilik A.Ş. tarafından işletilen madenin 750 hektarlık bir alanı tahrip ettiğini, 450 metre derinliğinde dev bir çukur açıldığını ve madende kullanılan siyanürün toprağa, yer altı sularına ve dolayısıyla bölge halkının sağlığına zarar verdiğini vurguladı.
Ayrıca, madenin neden olduğu çevresel etkilerin İliç’te yaşanan faciaya benzer bir felaketin Uşak’ta da yaşanmasına yol açabileceğini ifade etti.
“Siyanür Ağır Metaller ve Asit Drenajı Tehdidi”
Kışladağ Altın Madeni’de planlanan geçirimsiz tabakaların dayanıklılığını yitirdiği ve siyanürlü bileşkelerin yeraltı suları sızdığı belirtilen açıklamada, 1 milyon tonu aşan sülfürlü pasa yığınlarının da yağmur sularıyla asit kaya drenajına neden olduğu, bundan dolayı su kaynaklarının kirlenmesinin kaçınılmaz hale geldiği dile getirildi.
Bitgin, madende bugüne kadar kullanıldığı tahmin edilen 70 bin ton siyanürün doğaya ve insan sağlığına verdiği zararların, içme sularındaki arsenik oranlarının yüksek çıkmasıyla somutlaştığını söyledi. Karacaahmet ve Soğutlu köylerinde yapılan su analizlerinde içme suyunun arsenik nedeniyle içilemez durumda olduğu, bu yüzden köylerde tankerlerle su taşındığı bilgisi paylaşıldı.
“Kuyular Kurudu Çeşmeler Susturuldu”
Madenin yer altı sularında olan etkisinin çok ciddi boyutta olduğunu vurgulayan Bitgin, bölgede açılan kuyuların kuruduğunu, bazı çeşmelerin ise asırlardır akmasına rağmen bugün artık su vermediğini söyledi. Açıklamada, 2022 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Ulubey ve çevresinde süresiz olarak kuyu açmanın yasaklandığı da hatırlatıldı.
“İnsan Sağlığı ve Çevre için Harekete Geçilmeli”
Avukat Serap Bitgin, siyanürle altın çıkarmanın insan sağlığına ve doğaya zarar verdiğinin bilimsel verileriyle ortaya konduğunu belirterek, bu yöntemin dünyanın birçok yerinde terk edildiğine dikkat çekti. Türkiye’nin su stresi yaşayan bir ülke olduğunu vurgulayan Bitgin, “Yabancı şirketler para kazanacak diye suyumuzun heba edilmesine göz yummamalıyız” dedi.
Uşak Barosu hazırladığı beş maddelik acil talep listesini basın açıklamasının sonunda Uşak Belediyesi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne sundu. Talep listesi şöyle:
1. Kışladağ Altın Madeni’nin faaliyetleri derhal durdurulmalı,
2. Bölgedeki çevresel tahribatın giderilmesi için rehabilitasyon çalışmaları başlatılmalı,
3. Bölgede sağlık taramaları yapılarak kimyasal etkiler nedeniyle zarar gören halka tedavi imkanı sağlanmalı,
4. Tarım ve hayvancılıkla geçinen vatandaşlara maddi destek sunulmalı,
5. Gelecekte benzer felaketlerin önüne geçilmesi için madencilik faaliyetleri sıkı şekilde denetlenmeli.
Konuşmasını Anayasa’nın 56. Maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne atıfta bulunarak tamamlayan Bitgin, “Biz avukatlar olarak hem çevreyi hem de insan sağlığını savunmakla yükümlüyüz. Yer altı kaynaklarımız halkın yararına ve doğaya zarar vermeyecek şekilde kullanılmalıdır. Kışladağ, yenir bir İliç olmamalı!” diyerek çağrısını yeniledi.