Alp, “Uşak’ın yıllık olarak 18 milyon metreküp suya ihtiyacı vardır. Bunun yaklaşık 6 milyon metreküpü Çokaran kaynağından, yılına göre, 3 ila 6 milyon metreküpü Küçükler Barajından, geri kalan 6 milyon metreküplük ihtiyacı da şehrimizin muhtelif yerlerinde bulunan kuyulardan sağlanmaktadır” dedi.
“Doğanın dengesini bozacak madenciliğe karşıyız”
Murat Dağı’nda altın, gümüş, nikel aklınıza ne gelirse açılan Maden ocakları olduğu zaman bu civarda bulunan kadminyum, cıva gibi ağır metaller yüzeye çıkacak ve içme suyuna karışacağını kaydeden Alp, “İçme sularımız içilemez ve kullanılamaz hale gelecektir.
Bizim için Murat Dağı’nın üzerinde sadece altın madeni değil diğer madencilik türleri ya da orada doğanın her türlü dengesini bozacak faaliyetlere karşıyız” ifadesini kullandı.
“Uşaklı sanayici madencilere karşı çıkmalıdır”
Uşak İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ümit Alp, konuşmasında tüyler ürperten şu bilgileri verdi:
“Madencilik başka yerde yapılabilir. Ancak, hepimiz Murat Dağı’nda yapılması düşünülen vahşi madenciliğin önüne geçmeliyiz. Şehrimizdeki sanayicinin kullanma suyu yok. Özellikle Karma deri OSB’de kullanma suyunda büyük sıkıntı yaşanmaktadır.
Bizle bizim için suyun önemini biliyoruz. Demek ki sanayicilerimiz de suyun kendileri için önemini bilmeli ve madencinin yanındaymış gibi görünmemelidir. Doğru adım atıp Murat Dağı davasına müdahil olmalıdır.
İliç Faciası Murat Dağı’nda yaşanmasın diye madenciliğe karşıyız
Ben bir inşaat mühendisi olarak Murat Dağı’nda maden aranmasına niçin itiraz ediyorum? İliç’te yaşadığımız liç kayması sonucu yaşanan maden faciasının bir benzerinin yaşanabileceğini Murat Dağı’nda altın çıkarmak isteyen şirketin ÇED raporunu incelediğimde tespit ettim. İşte bunun için itiraz ediyorum.
İliç’te 10 milyon metreküp toprak içerisinde tonlarca siyanürle beraber yerden bir yere kaydı. Bu siyanürün altında örtü olmadığı için şimdi Fırat Nehrine oradan da Basra Körfezine akmaktadır
İşte Murat Dağında böyle bir facia yaşanmasın diye biz bugünden tedbir alınmasını istiyoruz ve onun için karşı çıkıyoruz. Yoksa ekonomik ev ticari anlamda bir şeyleri engelleme peşinde değiliz.
O yöredeki hayvancılık yapan yörükler 1970’li yıllarda 300 hayvan sürüsünün bulunduğunu söylüyorlar. Bugün o yörede çok az sürü kalmıştır.
Vahşi madencilik yüzünden hayvan ve mera kalmadı et yiyemiyoruz
Bugün Avrupa’da kilosu 10 Avro yani 300 TL’den satılan etin kilosunu 600-1000 TL arasında yiyorsak, dağlardaki hayvancılığı ve meraları öldürdüğümüz içindir.
Bugün ülkemizde yapılan vahşi madenciliğin acı sonuçlarını et fiyatlarıyla bile kolayca anlayabiliyoruz.
Türkiye, geçmişte kendi ürettiği buğdayı yetip buğday ihraç eden bir ülke halindeyken bugün birbirleriyle savaşan Rusya ve Ukrayna’dan buğday ithal eder hale gelmiştir.
İstanbul bile suyunu Murat Dağı’ndan akan sulardan alıyor
Murat Dağı’nda yaklaşık bin su pınarı vardır. Bunlarda 4 büyük kolu oluşturuyor. Bu kollar: Büyük Menderes Nehri Havzası (Aydın Bafa Gölü), Gediz Nehri Havzası (Manisa, İzmir) Porsuk Sakarya Havzası (Eskişehir, Ankara) ve Afyonkarahisar Bölgesine giden Akarçay Havzası (Afyonkarahisar, Konya)’, Susurluk Havzası (Bursa Balıkesir)’dır.
Murat Dağı’nda maden çıkarmak olayı sadece Uşak’ı ilgilendirmiyor.
Türkiye’nin en büyük vilayeti İstanbul bile Sakarya Nehri’nden su içiyor. Yani Murat Dağı’ndan “Porsuk Nehri” İstanbul’un içme suyu oluyor. Murat Dağı’nın harap olması sadece Uşak ev Kütahya’yı ilgilendirmiyor.
Türkiye coğrafyasının yüzde 40’nı birinci derecede ve daha büyük bir kısmını da ikinci dereceden ilgilendiriyor. Onun için hepimizin bu olayda, şahıs, kurum ve kuruluş olarak ayrı ayrı müdahil dilekçesini vermekte fayda vardır.
Müdahil dilekçelerini Uşak Adliyesine giderek toplu bir şekilde vermek büyük bir güç gösterisi olacaktır.”
