12.Kolordu'nun Kumandanı Fahrettin(Altay) Bey,29 Ağustos 1920 günü Yunan Küçük Asya Ordusu'nun Uşak Kazası 'nı işgal ettiği ve 23.Fırka'nın geri çekildiğini haber almıştır.

Afyonkarahisar'dan hazırlattığı bir özel trenle Uşak tarafına hareket etmiştir. 12.Kolordu'nun Kumandanı Fahrettin(Altay) Bey,29 Ağustos 1920 günü yaşadıklarını şöyle aktarmaktadır ;

2024 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Güney Koreli yazar Han Kang oldu 2024 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Güney Koreli yazar Han Kang oldu

29 Ağustos 1920 günü fecir vakti düşmanın üstün kuvvetlerle taarruza geçtiği ve 23. Tümenin bu taarruz karşısında çekilmeye mecbur kaldığı ne Ethem’in ne de alayın yetişemediği düşmanın Uşak a girmek üzere olduğu haberi geldi. Korktuğum olmuştu. Hemen hususi bir tren hazırlattırarak karargâh muhafız bölüğünü aldım Albay Aşir’i de beraberime alarak Uşak istikametine hareket ettim. Küçükköy (Bugünkü Yıldırım Kemal) İstasyonu’nda Uşak’tan gelmekte olan bir trene tesadüf ettik.

İçinde bir takım ailelerle Milli Kuvvetlerden Kuşçubaşı Eşref ve bir miktar maiyeti, ailesi efradı ve bazı yolcular vardı kadın ve çocuklarla ihtiyarlardan başkasını trenden indirdim, trende bulunan silahları ve mühimmatı aldım, hepsini bizim trene doldurarak Dumlupınar’a vardım, Öbür treni Afyon’a yolladım.

Yunanlılar Uşak’a girmişlerdi 23. Tümenden haber yoktu. Evvelce keşfini yaptığım Dumlupınar mevzii kuvvetli bir savunma yeri idi. Eldeki bütün kuvveti bu mevziin mühim yerlerine yerleştirmesine Aşir Bey’i memur ettim.

Sonradan öğrendik ki Ethem Kuvvetleri gelmemiş bizim gönderdiğimiz alayın ilk taburu fecir vakti oraya varmış. Uşak Merkez Kumandanı Albay Murat şehirde hasıl olan heyecanı bastırmak için bu taburu alıkoymuş. Karakuyu’da ki tümenin sağ yanını geceden saran düşman kolu Uşak’a doğru sokulmaya başlamış.

Buna karşı çıkan gönüllü süvariler dağılmış, düşmanın topçu ateşi Uşak istasyonunu döğmeye başlamış. Gönderdiğimiz alayın ikinci treni istasyona girdiği sırada düşmanda oraya girmiş. İstasyon doğusundaki demiryolu köprüsünü icabında tahribe memur istihkam teğmeni telaşla dinamitleri vaktinden önce ateşlemiş. Bu yüzden hiçbir lokomotif geriye kaçamamış. (Bu teğmen köprünün düşman topçu ateşi ile tahrip edildiğini iddia etmiştir).

Alayın üçüncü taburu da bir önceki istasyonda kalmaya mecbur olmuş. Banaz İstasyon Müdürü ile telgrafla görüşülebildi. Düşmanın Uşak’tan ileri geçmediği ve 23.Tümen efradından bir kısmının oraya geldiği anlaşıldı. Biraz sonra Tümen Kumandanı İzzettin Bey’in de Banaz’a geldiği bildirildi.

Makine başında kendisi ile görüştüm, meyus olmamasını toparlayabildiği askerleri Dumlupınar’a göndermesini, buraya getirilen kuvvetlerle daha da kuvvetli yeni bir mukavemet cephesi kurulabileceğini ve gönderilen trenle hemen Dumlupınar’a gelmesini bildirdim.

İzzet bey geceleyin geldi. Aşir Bey hazırladığı cepheyi kendisine teslim etti. Tümen birlikleri burada toplandı ve yeniden tertip ve tanzim olundu.

Kuşçubaşı Eşref Bey, 12.Kolordu'nun Kumandanı Fahrettin(Altay) Bey tarafından cepheden kaçmakla suçlanmasına dayanamaz.

Ve bu iddiaları kesin bir dille reddettiği Gazeteci Cemal Kutay’a gönderdiği mektupta bu hadise şöyle aktarılmaktadır ;

Fahrettin Bey'in emrindeki bazı birlikler, Yunan taarruzu ve işgali sırasında dağılırlar. Eşref bunun üzerine, elindeki az sayıdaki kuvvetle bu askerleri inzibat altına alarak Uşak'a doğru geri çekilir. Uşak'a vardıktan sonra istasyona giderek ailesini trene bindirir ve vagonlardan birine yerleştirir. Ardından trenden inen Eşref, beraberindeki 30 muhafızla birlikte -henüz istasyonda bulundukları sırada- Ödemişli İsmail Efe ve adamlarıyla birlikte harbe tutuşur. Ancak düşmanın Uşak'a girmesiyle birlikte Erenler Tepesi'ne çekilirler.

Daha sonra, işgal nedeniyle kaçışan 1300 kişiyi intizam altına alır ve Kaymakam Osman Bey'le birlikte Fahrettin Bey'in "öteden beri sığınmakta olduğu" Dumlupınar'a gelirler. Burada, Eşrefin korkak olduğunu ima ettiği Fahrettin Bey'i "pek üzgün ve maneviyatı bozuk" bir şekilde bulurlar. Özetle Eşref, Fahrettin Bey'in söylediğinin aksine cepheden kaçmadığını ve o Dumlupınar'a sığınmışken kendisinin savaştığını ileri sürer.

Ayrıca, istasyonda trene binme sebebinin kaçmak değil, ailesini vagona yerleştirmek olduğunu, nitekim sonrasında trenden inerek bir çatışmaya dahil olduğunu iddia eder. Fahrettin Bey'in yaptığı bu hatayı ise olaya dair notlarını zamanında almamasına ve kayıtlara değil hafızasına güvenmesine bağlar.

Eşref, mektubun Kutay'ın yazacağı müdafaanamede yer almasını istediği bu iddiaları içeren bölümünü, Fahrettin Bey'e hitaben öfkeli olduğu kadar kibirli bir dille kaleme aldığı şu cümlelerle bitirir: "İşte general hazretleri! Yanlış kapı çalıyorsunuz ve çaldınız.

Kaynak: Fahrettin Altay,10 Yıl Savaş 1912-1922 ve Sonrası, İnsel Yayınları,1970, s.265-266

Polat Safi, Eşref Kuşcubaşı'nın Alternatif Biyografisi, Kronik Kitap,İstanbul,2020,s.218-219;Bkz. İBB; Eşref Kuşçubaşı'dan Cemal Kutay'a mektup (9/10 Nisan 1959); bel_mtf:47680

Muhabir: SALİH KILINÇ