Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği (UTKGD) üyesi Alp Arslan Dur, Pazar günü adını açıklamak istemediği Eşme ilçesine bağlı bir köyde üzerinde kaya resimleri bulunan bir kaya panosu keşfetti.

Dur, bu kaya panosunun 11. Yüzyıla kadar uzanabileceğini ev Türklerin bu devirlerde Uşak yöresinde olduğuna bir kanıt sayılabileceğini ileri sürdü. Dur’un tezi doğruysa Uşak tarihinin yeniden yazmak gerekebilir.

Uşak ili Eşme ilçesine çok yakın bir bölgede UTKGD derneği olarak yürüttükleri çalışmalar esnasında, Türk kaya resimleri/çizimleri açısından son derece dikkat çekici iki yeni pano tespit ettiklerini kaydeden Alp Arslan Dur, bu keşfi hakkında duygularını şöyle dile getirdi:

A L P

SAVAŞÇI FİGÜRLERİ DİKKAT ÇEKİCİ

İlk yüzeyde, atlı figürler, okçular ve sancak taşıyan karakterler yer almaktadır. Kompozisyon ilk bakışta bir av sahnesi gibi görünse de, dikkatli bakıldığında önemli bir ayrıntı göze çarpar: Sol taraftaki süvari, yayı geriye çevrilmiş ve oku ters şekilde çekmektedir. Bu durum, Türk savaş geleneğinin temel stratejilerinden biri olan "yalancı ricat" (sahte geri çekilme) taktiğine doğrudan işaret etmektedir. Kaşgarlı Mahmud’un Divânü Lügati’t-Türk’te (1074) detaylı biçimde aktardığı bu teknik, Malazgirt (1071) ve Mohi Meydan Muharebesi’nde (1241) büyük rol oynamıştır. Bu sahne, söz konusu taktiğin arkeolojik olarak belgelenmiş en erken temsillerinden biri olabilir.

İkinci yüzeyde ise deveyle birlikte, üç adet “kaz ayağı” tamgası belirgin şekilde kazınmıştır. Bu işaret, Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan Oğuz göçleri süresince çeşitli boylar arasında ortaklaşa kullanılmış tamgalardan biridir. Varyantları farklı bölgelerde ve farklı topluluklarda da görülür. Bu durum, yalnızca belirli bir boyun etkisini değil, Oğuzlar arası kültürel ortaklığı ve etkileşimi işaret eder niteliktedir.

TARİHSEL BAĞLAM VE OĞUZ GÖÇLERİ

11. yüzyıldan itibaren Büyük Selçuklu İmparatorluğu’yla birlikte Anadolu’ya yönelen Oğuz topluluklarının, özellikle Uşak-Denizli hattında yoğunlaştığı bilinmektedir. Bu bağlamda kaya panolarında görülen tamgalar, bölgedeki Türkmen varlığının 13. ve 14. yüzyıllara – muhtemelen Beylikler Dönemi’ne – kadar uzandığına işaret ediyor olabilir.

T A M G A

DAMGA SİSTEMİNİN SOSYAL İŞLEVİ

Bugün Uşak'ta Tuğçe Kandemir sahne alacak
Bugün Uşak'ta Tuğçe Kandemir sahne alacak
İçeriği Görüntüle

Kaz ayağı tamgası, göçebe Türkmen toplumlarında hem hayvan damgalama hem de konaklama yeri işaretleme amacıyla kullanılmıştır. Deve figürleriyle birlikte görülmesi, panonun bir oba mührü, hatta bir kervan veya ticaret güzergâhı üzerindeki yerleşimin nişanesi olabileceğini düşündürmektedir. Aynı tamgaya Uşak’taki Tarihî İnay Hanı çevresinde de rastlanması, hanın muhtemel bir göçebe topluluk kışlağı veya durak noktası olarak işlev gördüğünü düşündürmektedir.

MİTOLOJİK VE RİTÜEL KATMAN

Kaz ayağı ve kuş ayakları motifi, eski Türk mitolojisinde koruyucu ruhlar, ongunlar (totem) ya da kutsal izler olarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, Dede Korkut Kitabı’ndaki kahraman anlatılarına sembolik bir gönderme yapılabilir. Öte yandan develer, konargöçer yaşamın, kervan kültürünün ve Türkmenlerce kutsal sayılan uzun ömür ve bereket sembolizminin izleri olarak da yorumlanabilir.

Yer bilgisi, alanın korunması amacıyla şimdilik kamuoyuyla paylaşılmamaktadır. Ancak bu bulgular, hem Uşak tarih yazımı hem de Anadolu'nun Türk kültür haritası açısından yeni bir pencere açmaktadır. Gelişmeler bilimsel platformlarda ve belgesel içeriklerde detaylandırılarak paylaşılacaktır.

SONUÇ

Bu keşif, Uşak’ı Anadolu’nun erken Türkleşme sürecinde stratejik ve kültürel bir odak noktası olarak yeniden tanımlamamıza olanak sağlamaktadır. Kaya resimlerinde görülen damga, figür ve savaş sahneleri; Türk damga sisteminin Batı Anadolu’daki izlerini, askerî taktiklerin taşlara yansımalarını ve Oğuz mitosunun simgesel anlatımını bir araya getiren benzersiz arkeolojik kanıtlardır.

Bilgi noktasında yardımcı olan Kumsal Şimşek hanımefendiye ve Mustafa Kuzucuk hocama teşekkür ederim.

Muhabir: SALİH KILINÇ