TSD Genel Merkezi tarafından 10–17 Mayıs Engelliler Haftası Dolayısıyla tüm ülkede eş zamanlı yapılan basın açıklamasını TSD Uşak Şube Başkanı Salih Küçük okudu. Siyaset kurumunun engellileri tümüyle gözden çıkardığını belirten Küçük, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
YANLIŞLAR SONUCU ÜLKE NÜFUSUMUZA SÜREKLİ YENİ ENGELLİLER KATILMAKTADIR
Türkiye, 23 Nisan'da bir kez daha deprem gerçeği ile yüzleşti. Ülkemizin en yoğun nüfusunun bulunduğu İstanbul ve Marmara Bölgesi giderek yaklaşan büyük depremin öncü sarsıntılarının sonuçlarıyla karşılaştı. Tüm depremzedelere geçmiş olsun diyoruz.
Türkiye'de engelliler giderek daha da kötülesen koşullar, sürekli daraltılan haklarla tümüyle gözden çıkabilmiş bir toplum kesimini olusturmaktadır. Ayni süreçte yetersizlikler, ihmaller, yanlışlar sonucunda ülke nüfusumuza sürekli yeni engelliler katılmaktadır. Üzücü olan ise bundaki en büyük etken ise trafik kazaları, iş kazaları, depremler, yetersiz ve hatalı tedaviler basta olmak üzere tümüyle engellenebilir, önlenebilir olaylardır.
Bütün bunlar yaşanırken, siyaset çözüm üretmek yerine engelliyi bir maliyet unsuru olarak görüp var olan her türlü kamu kaynağını, her türlü hakki kısıtlama yoluna gitmektedir. Son yıllarda giderek artan bu eğilimin sonucunda yitirdiklerimizi sıralamak bu basın açıklamasının sınırlarının çok ötesine çıkacaktır.
Kısaca özetlemek, başlıklarını sıralamak bile bizlerin boğazımızın nasıl sıkıldığını göstermeye yeterlidir.
1) Engelli raporlarının verilmesine yönelik yönetmelikte sürekli yapılan değişikliklerle, Yasa'da temel alınan uluslararası standartlardan uzaklaşılmaktadır. Engelliler kâğıt üzerinde engelli olmaktan çıkarılmakta. bakıma muhtaç olanlara destek kesilmektedir.
2) Gerek İş Yasasında gerekse Devlet Memurları Yasasında belirlenen kotalara uygun engelli istihdamı sağlanmamakta, 2022 sayılı Yasa kapsamında çalışamayan, çalışamayacak engellilere verilen devlet desteği ise aile geliri hesabıyla uygulanmamaktadır. Bu da engellinin destek almaşını engellemektedir.
3) Sağlık Uygulama Tebliği ile bir taraftan erişilebilen ilaç sayıları azaltılmaktadır. Diğer taraftan engellinin yaşamını sürdürmesi için zorunlu olan ortez, protez, tekerlekli sandalye, akülü tekerlekli sandalye, işitme cihazı, sonda, kolostomi, ülostomi gibi yardımcı tıbbi malzemeleri almak olanaksıza hale gelmektedir.
Bu cihazların piyasa fiyatları kur ve enflasyon artışları nedeniyle uçup giderken, verilen destek tutarları uzun yıllardır değiştirilmemekte, engellinin ödemek zorunda kaldığı miktar ödenemez düzeye çıkmaktadır.
4) Yollardan, kaldırımlardan başlayarak toplu ulaşım sistemlerinde engellileri destekleyecek, ulaşımını kolaylaştıracak adımlar ısrarla atılmamaktadır. Toplu ulaşım araçlarının engelliler için dönüşümüne ilişkin yasa maddesinin ertelenmesi otomatiğe bağlanmış şekilde her süre bitiminde uzatılmaktadır. Toplu ulaşımı kullanamayan engelliye iki seçenek bırakılmaktadır. Evinde tutsak kalmak veya kendi olanaklarıyla araç sahibi olmak. Bu bakımından da yeni engeller çıkarılmaktadır. Engellinin sürücü belgesi alması zorlaştırılmakta, araç alımı için sağlanan destek ise kısıtlanmaktadır. Dolayısıyla engelli için artık evde kalmaktan başka seçenek bırakılmamaktadır.
5) Engellilerin emekli olabilmesinin de koşulları sürekli değiştirilerek, zorlaştırılmakta ve emeklilik hakları ellerinden alınmaktadır. Birçok engelli emeklinin kazanılmış emekliliği iptal edilmektedir.
6) Atılan her adımı "suistimali engellemek" ile izah etmeye çalışanlar; bu suistimallerin ana kaynağının kendileri olduğunu gizlemeye çalışmaktadır. Suistimal ancak bu konuyla ilgili kamu görevlilerinin göz yumması ve/veya dahili ile olabilir. Siyaset doğrudan kendi kadrolarının dahil olduğu suistimal zincirlerinin cezasını engellilerin üzerine yıkmaktadır. Bunları yapanları değil, engellilerin tümünü cezalandırmayı tercih etmektedir.
İnanıyoruz ki engellerden arınmış, eşit ve erişilebilir bir dünya bizler içinde gelecektir. Birleşmiş Milletlerin artık temel bir ilkesine dönüşen "insana yaraşır" yaşam için gereken adımlar mutlaka atılmalı ve engellilerin insanca yasama hakki hayata geçirilmelidir.