DİYABET SESSİZ PANDEMİ
100 yıllık Cumhuriyet tarihinde ülkeyi yöneten yöneticilerin çok önemli bir bölümü özel hayatlarında diyabetle mücadele etti. Rahmetli İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Turgut Özal başta olmak üzere Cumhurbaşkanlarının büyük bir bölümü diyabetliydi.
Bütün dönemlerdeki hükümetlerde görev alan bakanlar kurulunun büyük bir bölümü diyabetliydi. Ülkemizdeki diğer üst düzey yöneticiler, iş adamları, sanatçılar bilim insanlarının diyabetiydi. Ama biz diyabet tedavisinde de yönetiminde de çağı yakalayamadık.

Bugün 14 Kasım Dünya Diyabet Günü.
Ülkemizde yaşayan 12 milyon civarında diyabetli var. Bunların 9 milyonu Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre ilaç tedavisi altında. 3 milyonu diyabetli olduğu halde farkında değil. 1,7 milyon diyabetli insülin kullanıyor. 90 bini 18 yaş altı çocuk diyabetli. Bir o kadar oranda da gizli diyabetli var.
Ama bütün bunlara rağmen, diyabet gibi çok geniş kitleleri ilgilendiren bir hastalığın yönetiminde de tedavisinde de 20 yıl geriden geliyoruz.
Diyabet bizde ve dünyada modern çağın pandemisi.
Türkiye, Uluslararası Diyabet Federasyonun (IDF) verilerine göre Avrupa’da Diyabet artış hızının en yüksek olduğu ülke.
Diyabetin artış oranı dünya ortalamasının iki katı, Avrupa’daki diyabet oranının üç katı daha fazla. Araştırmalar ülkemizde diyabetin her 10 yılda bir %100 oranında arttığını gösteriyor.

DİYABET TOPLUMDA EN YÜKSEK ÖLÜM NEDENİ OLAN BEŞ HASTALIĞIN BİR NUMARALI NEDENİ
Diyabet en ileri dönemine kadar sessiz, semptomsuz giden bulgu vermeyen bir hastalık.
Bu nedenle de ileri evrelere kadar farkına varılmıyor ya da ciddiye alınmıyor.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla, Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi Esin Erdem, diyabet hakkında önemli bilgiler verdi.
Diyabetin dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı giderek artan, ancak erken tanı ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla kontrol altına alınabilen kronik bir hastalık olduğunu belirtti.
Tip 1 diyabet
Genellikle çocukluk ya da genç yaşlarda ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi, pankreasta insülin üreten hücrelere saldırır ve vücut yeterli insülin üretemez. Bu nedenle Tip 1 diyabetli bireylerin yaşam boyu insülin tedavisi almaları gerekir.
Hastalık hızlı başlar ve genellikle aşırı susama, sık idrara çıkma, ani kilo kaybı, halsizlik ve bulanık görme gibi belirtilerle kendini gösterir. Düzenli insülin kullanımı, sağlıklı beslenme ve kan şekeri takibi ile kontrol altına alınabilir.
Tip 2 Diyabet
Tip 2 diyabet genellikle yetişkin yaşlarda ortaya çıkar, ancak günümüzde yanlış beslenme ve hareketsizlik nedeniyle genç yaşlarda da görülmektedir. Bu tipte vücut yeterli insülin üretse bile hücreler insüline direnç gösterir.
Başlangıcı genellikle yavaştır ve uzun süre fark edilmeyebilir. Sağlıksız beslenme, obezite, fiziksel hareketsizlik ve genetik yatkınlık önemli risk faktörleridir. Tip 2 diyabetin tedavisinde diyet, egzersiz, oral antidiyabetik ilaçlar ve bazı durumlarda insülin kullanılabilir.
Diyabetten Korunmak İçin Neler Yapılmalı?
Dengeli beslenin: Rafine şeker, beyaz un ve işlenmiş gıdalardan uzak durun.
Düzenli egzersiz yapın: Haftada en az 150 dakika yürüyüş veya fiziksel aktivite yapın.
Sağlıklı kilonuzu koruyun: Fazla kilo insülin direncini artırır.
Rutin sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin: Kan şekeri, kolesterol ve tansiyon ölçümlerini düzenli yaptırın.
Stresten uzak durun: Stres, kan şekeri dengesini olumsuz etkiler.
Sigara ve alkolden kaçının.
Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi Esin Erdem, “Diyabeti önlemek ya da kontrol altına almak, sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla mümkündür. Unutmayın, küçük değişiklikler büyük farklar yaratır.” önerisinde bulundu.





