Uşak’ta tekstilde yaşanan kriz, kapanan veya Mısır’a göçen tekstil fabrikaları yüzünden birçok insan işsiz kaldı. Yetmiyormuş gibi şap hastalığı yüzünden besicilik ve süt sektörü büyük bir darbe aldı ve etlere fahiş zamlar geldi. Uşak halkı, artık eti sofrasında hayal bile edemiyor. Çocuklarına süt içiremiyor.

SOL Parti Tarım ve Hayvancılık Komisyonu Üyesi Mahmut Uludağ’da komisyonunun yaptığı çalışmada; “Şap Salgını Bahane Edilerek Küçük Aile Hayvancılığının Tasfiye Edildiğini” belirtti.

OsmanefeYarından itibaren ete yine zam var

Besicilikte büyük zararlara yol açan şap hastalığının etkileri, Uşak’ta da et fiyatlarının yükselmesine yol açtı. Hayvan besicileri, artan maliyetlerle baş edemezken, bu kez de hem hastalık nedeniyle hayvan sayısındaki azalma yüzünden iyice çıkmaza girdi.

Azalan kesimlik hayvan sayısı yüzünden et fiyatları da Uşak halkının alım gücünü aştı. Kesimhanelerde kilosu 510 TL olan karkas kesim fiyatı yarından itibaren 560 TL oldu. Bu da Uşak’ta satılan et fiyatların şöyle yansıdı:

Şu anda kilosu 700 TL’den satılan kıyma: 750-800 TL

Kilosu 800 TL’den satılan kuşbaşı dana: 850 TL

Kilosu 1200 TL’den satılan bonfile 1250 TL

Kilosu 1100 TL olan biftek: 1150 TL

Kilosu 1200-1300 TL olan antrikot dana: 1300-1400 TL

Kilosu 650 TL olan kuzu kol: 700-750 TL

Kilosu 7000 TL olan kuzu kol: 750-800 TL

Kilosu 900 TL olan kuzu kol: 1000-1050 TL

Kilosu 1250 TL olan kuzu pirzola: 1300-1350 TL

Kilosu 650 TL olan dan ciğerin de 700 TL’den satılması bekleniyor.

‘5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü’ Uşak’ta Coşkuyla Kutlandı
‘5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü’ Uşak’ta Coşkuyla Kutlandı
İçeriği Görüntüle

Uşak Belediyesinin Halk Et Projesi de Uygulanmayabilir

Bu artışlar, Uşak halkının sofrasından eti kaldırırken, Uşak Belediyesi tarafından halka ucuz et yedirmek için hazırladığı “halk et” projesinin de bir süre rafa kalkmasına neden olabilir.

Uşak Belediyesi ‘Halk et’ projesini ocak ayının ilk günlerinde Tiritoğlu Parkında hayata geçirmeyi planlıyordu.

Uşak’ta ailesi 150 yıldır kasaplık yapmakta olan Osman Efe, “Sap salgını beside yaklaşık yüzde 30, süt sığırlarında ise yüzde 15–20 civarında hayvan kaybına yol açmıştır. Bu nedenle hayvancılık sektörü büyük bir darbe aldı. Bu durumda et fiyatlarına yansıdı.” dedi.

Efe, “Ayrıca samanı bile ithal ediyoruz. Süt fiyatları da çok yükseldi. Yılbaşı sonrası şimdilerde kilosu 750 TL’den satılan kıyma 1000 TL’yi aşabilir ve vatandaş eti rüyasında bile göremez hale gelir.” yorumunu yaptı.

Mahmutuludağ (2)“Şap Salgını Bahane Edilerek Küçük Aile Hayvancılığı Tasfiye Ediliyor”

Uşak’tan SOL Parti Genel Merkezi tarafından kurulan Tarım ve Hayvancılık Komisyonu üyeliğine seçilen Mahmut Uludağ da komisyon olarak yaptıkları çalışmada; “Şap salgını bahane edilerek küçük aile hayvancılığının tasfiye edildiğini” tespit ettiklerini açıkladı.

Uludağ, “Türkiye’nin dört bir yanında şap hastalığı hızla yayılırken, kamu otoritesinin sorumluluk almadığı, planlama yapmadığı ve üreticiyi kaderine terk ettiği bir tabloyla karşı karşıyayız. Şap hastalığı artık küçük ölçekli hayvan yetiştiricisinin siyasal iktidarca tasfiyesinin yeni aracı haline gelmiştir.

Birçok bölgede hayvan hareketleri kısıtlanmış durumda. Hayvanlar ahırlardan çıkarılamıyor, üretici pazara ulaşamıyor. Buna karşın AKP iktidarının, üreticiyi ayakta tutacak yem ve veterinerlik desteğini sağlamak yerine ithalata sarılması üreticiyi cezalandırmaktır.” dedi.

“Süratle sorumluluk alın”

Uludağ, raporda yer alan tespitleri şöyle aktardı: “Kamunun çiftliklerin en büyük girdi maliyetini oluşturan yem konusunda üreticiyi destekleyici müdahalesi olmadığı gibi, veterinerlik hizmetleri ile hayvan sağlığı ve refahını sağlayacak mekanizmaların etkisizliği salgını derinleştirmektedir.

Biliyoruz ki bugün yaşananlar tesadüf değildir. Tarımda neoliberal dönüşümün yarattığı yapısal çöküş, şap salgınıyla birlikte çıplak biçimde görünür hale gelmiştir.

Şap salgını ancak kamucu bir yaklaşımla, kamusal veterinerlik hizmetleri, üreticiyi koruyan fiyatlama ve destek mekanizmaları, yem ve aşı desteğiyle kontrol altına alınabilir.

Salgını bahane ederek küçük ölçekli hayvan yetiştiricilerini tasfiye eden politikalara son verin, küçük aile çiftçiliğini güçlendirecek kamucu bir hayvancılık politikasını derhal hayata geçirin!

Şap Salgını Bahane Edilerek Küçük Aile Hayvancılığı Tasfiye Ediliyor.

BüyükbaşTürkiye’nin dört bir yanında şap hastalığı hızla yayılırken, kamu otoritesinin sorumluluk almadığı, planlama yapmadığı ve üreticiyi kaderine terk ettiği bir tabloyla karşı karşıyayız. Şap hastalığı artık küçük ölçekli hayvan yetiştiricisinin siyasal iktidarca tasfiyesinin yeni aracı haline gelmiştir.

Birçok bölgede hayvan hareketleri kısıtlanmış durumda. Hayvanlar ahırlardan çıkarılamıyor, üretici pazara ulaşamıyor. Buna karşın AKP iktidarının, üreticiyi ayakta tutacak yem ve veterinerlik desteğini sağlamak yerine ithalata sarılması üreticiyi cezalandırmaktır.”

Kamunun çiftliklerin en büyük girdi maliyetini oluşturan yem konusunda üreticiyi destekleyici müdahalesi olmadığı gibi, veterinerlik hizmetleri ile hayvan sağlığı ve refahını sağlayacak mekanizmaların etkisizliği salgını derinleştirmektedir.

Biliyoruz ki bugün yaşananlar tesadüf değildir. Tarımda neoliberal dönüşümün yarattığı yapısal çöküş, şap salgınıyla birlikte çıplak biçimde görünür hale gelmiştir.

Şap salgını ancak kamucu bir yaklaşımla, kamusal veterinerlik hizmetleri, üreticiyi koruyan fiyatlama ve destek mekanizmaları, yem ve aşı desteğiyle kontrol altına alınabilir.

Süratle sorumluluk alın!

Salgını bahane ederek küçük ölçekli hayvan yetiştiricilerini tasfiye eden politikalara son verin, küçük aile çiftçiliğini güçlendirecek kamucu bir hayvancılık politikasını derhal hayata geçirin!

Muhabir: SALİH KILINÇ