Türk-İş "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması" mayıs ayı verilerini açıkladı. Buna göre açlık sınırı 10 bin 362 TL, yoksulluk sınırı ise 33 bin 752 TL olarak belirlendi.

Peki, bu ülkede asgari ücret ne kadar?

Şu an itibarıyla 8 bin 506 TL. Açlık sınırının 1856 TL altında.

Asgari ücret, 1 Temmuz itibarıyla ne kadar oldu? Yüzde 34 oranında artış ile 11 bin 402 TL oldu. Yani açlık sınırının 1040 TL üzerinde yoksulluk sınırının 21 bin 870 TL altında.

En düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL. İsterseniz o kısma hiç girmeyelim. Bu ülkenin kalkınması için gece gündüz çalışmış, alın terini akıtmış emeklilere günlük ekmek parası bile çok görülüyor. Yani onlar insandan bile sayılmıyor. Türkiye’de yaşamaya çalışan 13 milyonu aşkın emekliye reva görülen açlık sınırının altındaki maaştan benim anladığım budur.

Gece gündüz, 7/24 sizleri Uşak’tan haberdar etmeye çalışan, İnternet Haber Siteniz https://www.yesilsivasligazetesi.com/ da dün şöyle bir haberim yayınlanmıştı:

https://www.yesilsivasligazetesi.com/hayvan-pazarinda-milletvekilleri-belediye-baskani-var-vatandas-yok

Haberde; Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın, AK Parti Uşak Milletvekilleri İsmail Güneş ve Fahrettin Tuğrul Eski Gediz Yolu TOKİ arkasındaki kurbanlık hayvan pazarını gezdiği, vatandaşlara ve kurbanlık hayvan satıcılarına hayırlı alışverişler dilediği ve bayramlarını kutladığı bilgisi yer alıyordu. Fotoğrafta doğru dürüst kurbanlık hayvan almaya gelen vatandaş görünmüyordu.

Yukarıda, asgari, ücret emekli maaşı, açlık ve yoksulluk sınırı hesaplarını sizlere arz ettim. Bu rakamlarla emekli ve asgari ücretli nasıl kurbanlık hayvan alsın* Donunu satsa küçük bir kuzu parasını denkleştiremez. En küçük kurbanlık 5-6 bin TL civarında. Kurbanlık mı alsın? Ekmek mi alsın? Fatura mı ödesin? Ne yapsın bu vatandaş?

Bayram kutlayamıyorsa Ulak belediyesi tarafından yaz boyu düzenlenen festivallere gitsin. Festivaller bedava. Bak “Moda Fest” Festivali bitti. Yorgunluğunu atamadan şimdi “Mahallelerde şenlik var” etkinliği başladı. Ne güzel. Vatandaştan para isteyen yok. Aş isteyen yok. Gerçi, o festival ve şenliklerin parası da vatandaştan çıkıyor. Ama olsun. Vatandaş kendi parasıyla ne güzel eğleniyor işte.

Vatandaş çoluğu çocuğu, emekli de torunu ile hatta yol parası bile harcamadan eğlenir işte. Yalnız orada şuna çok dikkat etsin. Çocuklar ya da torunlar, eğlenirken pamuk helvacı, şeker, dondurma ve meşrubat satıcılarını görmesin. Canı ister de babası ya da dedesi 3 kuruş asgari ücret veya emekli parasıyla alamazsa çevreye madara olma durumu da var.

Türkiye nüfusunun yüzde 62’si asgari ücretle, yüzde 11’de emekli maaşı ile ölmemeye çalışıyor. Toplamda nüfusun yüzde 73’ünü oluşturan dar gelirli insanımız, alacağı ekmeği yiyeceği zeytinin kaç adet olduğunu hesaplamaya başlayınca orta ölçekli esnafta hızla küçülüyor ve yok olmama mücadelesi veriyor. Uşaklı fırıncılar bayramın 2 ve 3. Günü çıkaracakları ekmekleri bakkallara vermeme kararı almış. Neden biliyor musunuz? Uşak’ta 5 TL’ye satılan ekmek onları kurtarmadığı için, hiç olmazsa bayramda kendimiz satalım da 3 -5 kuruş kar edelim “ diye düşünmüşler.

Memur, işçi, emekli açsa esnafta açtır. Ne yapsın adam. Yüzde 100 karla satsa döviz artışı, altın artışı derken o da kurtarmıyor. Şu anda Türkiye’de alt tabaka Kurban Bayramı’nda şu türküyü söylüyor.

“Bayram gelmiş neyime

Anam anam garibem

Kan damlar yüreğime”

Aslında adettendir. Bayramda böyle acı ve kötü şeylerden bahsedilmez. “Büyüklerin ellerinden öperim. Bayramınız mübarek olsun” falan gibi şeker renk yazılar yazılır.

Eski bayramlardan falan bahsedilir. Ben yine eski geleneği yerine getirip büyüklerin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperek bayramınız kutlayayım.

“Nerede o eski bayramlar” diyorsanız, aha da eski bayramlar aşağıda: