TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ’ın sunumuyla Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kurumların bütçeleri görüşüldü. Güneş, parlamenter sistemin sakıncalarından bahsederek, Cumhurbaşkanlığı sistemini iyileştirmek için çalışılması gerektiğini vurguladı.

Uşak'ta ölü olarak bulunan genç kızın cesedi otopsi için İzmir'e gönderildi Uşak'ta ölü olarak bulunan genç kızın cesedi otopsi için İzmir'e gönderildi

Güneş, “Özellikle son üç yıldır Covid süreci olsun, arkasından Ukrayna-Rusya savaşı olsun, yaşadığımız yüzyılın en büyük depremi olsun bunlar sanki hiç olmamış gibi ve her şey olağan akışında olmuş gibi. Buradaki son yıllarda yaşadığımız olumsuzlukların hepsini arkadaşlar Cumhurbaşkanlığı sistemine ve Cumhurbaşkanımıza atfetmeye çalıştılar. Gerçekten böyle mi yani Cumhurbaşkanlığı sisteminden mi kaynaklanıyor bu? Bunun yerine diyelim ki parlamenter sistem olsaydı bunlar olmayacak mıydı veya diyelim ki sadece enflasyon, ekonomideki bozukluklar, dünyadaki emtia fiyatlarındaki artışlar yani sadece bizde mi vardı, dünyada da mı vardı bir bakmak lazım” dedi.

“Parlamenter sistem mükemmel bir sistem mi?

Türkiye’nin bir önceki sisteminin parlamenter sistem olduğunu kaydeden Güneş, “Parlamenter sistem mükemmel bir sistem mi? Böyle bir şey olsaydı dünyada herkes parlamenter sistemi kullanırdı. Parlamenter sistem ne zaman sorun çıkarmaz? Eğer bir parti salt çoğunluğundan daha fazlasını elde tutuyorsa Rahmetli Özal döneminde olduğu gibi, Adnan Menderes döneminde olduğu gibi, bizim dönemimizde olduğu gibi problem çıkmıyor. Diğer taraftan, eğer bir parti diyelim ki salt çoğunluğu elde edemiyorsa o zaman problem çıkıyor ve diğer taraftan bu iktidara gelen, Başbakan olan kişi her zaman için o azınlığa karşı kendisini sorumlu hissediyor ve hak etmediği ölçüde onlara taviz vermek zorunda kalıyor. Diğer taraftan, parlamenter sistemde milletvekilleri çok daha özgür, çok daha haklara, hukuklara sahip de şimdi değil mi diye baktığınız zaman. Arkadaşlar, orada, parlamenter sistem de başbakan zaten milletvekilliği çoğunluğunu bunu elde ettiği için başbakan oluyor. Başbakanın düşüncesinin aksine oradan bir kanun geçmesi mümkün mü? Mümkün değil. Ama bu sistemde mümkün mü arkadaşlar? Bu sistemde mümkün. Yani şimdiye kadar biz bunun ikinci dönemini yaşıyoruz ve diyelim ki Cumhurbaşkanlığı ayrı bir partiden, parlamentonun çoğunluğu ayrı bir partiden olabilir belediyelerde olduğu gibi. Burada uzlaşma kültürünü daha fazla gerektiren bir sisteme şey olabiliriz. Şimdi, biz esas bu sistemin en önemli özelliği hükûmetleri diyelim ki seçimden sonra değil, seçimden önce kuralım. Vatandaş kursun, vatandaş seçsin ve bundan sonra beş yıl boyunca Başbakanın değişmeyeceği ve gensoruyla düşürülmeyeceği bir sisteme geçelim diye bir yapılanma oldu. Neticede, baktığımız zaman, bu yapılanma daha yeni, eksikleri olabilir mi? Eksikleri olabilir. Bunu işte yok diktatörlükle, yok vesayet sistemiyle tanımlamak son derece yanlış ve bizim gibi özellikle vesayetlerle mücadele ede ede buraya gelmiş bir parti olarak...

Şimdi, vatandaş tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanının herhangi bir bürokratı ataması mı doğru, diğer taraftan vatandaş tarafından seçilmiş bir Başbakanın kendi istediği bir bakanı seçtirmek için, Parlamento tarafından seçilmiş olan Cumhurbaşkanının onayına sunması mı daha demokratik arkadaşlar? Hangisi demokratik?

Hele hele 60 darbesinden sonra bu ülkede sivillerin Cumhurbaşkanı olamadığı dönemde hangisi daha demokratik arkadaşlar? Dolayısıyla buradan baktığımız zaman, bu sistem üzerinde -sistemi eleştirebiliriz- eksiklikler olabilir ama sizin vaat ettiğiniz, dönmek istediğiniz sistemde... Bu sistemde bile muhalefet partisi, 6'lı masa vardı. Arkasından 2'nci tura gidince çok az oyu olan bir partiye bile ne kadar çok taviz vermek zorunda kaldığınızı siz de gördünüz arkadaşlar ve hiç gerekmediği hâlde. İşte, bizim, 1 Cumhurbaşkanı Yardımcımız var, arkadaşlar, aşağı yukarı 7-8 Cumhurbaşkanı Yardımcınız var” dedi.

(SALİH KILINÇ / HABER)

Editör: Seher ZEYBEK