Fırat Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Aksoy, "10 Ağustos 2025’de başladı ve o tarihten itibaren 14 binin üzerinde 3 ve üzerinde deprem yaşandı. Bu gerçekten de normalin dışında. Bu kadar sık ve yoğun deprem etkinliği bize çok sayıda fayın olduğunu gösteriyor" dedi.
Fırat Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Aksoy, Balıkesir Sındırgı, Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fay zonları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Son zamanlarda depremlerde bir artış yaşandığını aktaran yer bilimci Prof. Dr. Ercan Aksoy, "Ama bunun özel bir sebebi yok. 6 Şubat 2023 depremlerinden sonra insanlar televizyonlar da izlediği görüntülerden sonra bir hassasiyet oluştu. Buna karşı bazı bölgelerde yoğun depremlerin olduğunu da görüyoruz. Buradaki temel faktör, ülkemizin deprem kuşağında olduğunu unutmamamız gerekiyor. Akdeniz deprem kuşağındayız. Bizim ülkemizin doğusunda İran’a kadar uzanan bölgede çok sayıda deprem meydana geliyor. Bunun sebebi de üzerinde yaşadığımız coğrafyanın jeolojik özellikleridir. Buna bağlı olarak çok sayıda fay var. Bu faylarda üzerinde yeteri kadar gerilme olan faylar deprem üreterek üzerlerinde biriken enerjiyi atıyorlar. Açığa çıkan enerji de deprem dalgaları oluyor. Baktığımız zaman Elazığ çevresinde en son, 26 Ekim’de Diyarbakır’ın Kuzey’inde Bingöl’e doğru Hani ilçesi yakınlarında bir deprem meydana geldiğini gördük. Bu depreme baktığımız zaman acaba başka bir depremi mi tetikler veya bir başka depremin habercisi midir diye düşünebiliriz. Fakat bu fayı incelediğimizde bunun ana fayla yani Doğu Anadolu Fay zonu içerisinde ana faylarla bir ilişkisi olmayan küçük bir fay olduğunu görüyoruz. Bunu hemen bir öncü mü veya başka bir depremi tetikleyebilir mi, hayır kendi içerisinde bireysel bir deprem olarak değerlendirmek daha doğru olur. Bölgede risk oluşturacak depremleri üretebilecek faylar bellidir. Bunlar Doğu Anadolu Fay zonunun Palu-Bingöl arasında kalan bölümü ve Kuzey Anadolu Fay zonunun Yedisu segmenti diye isimlendirilen Erzincan-Yedisu arasındaki bölümü risk olarak devam ediyor. Onun dışındaki fayları, normal olarak karşılamak lazım. Çünkü bir depremi üreten fayın ne kadarlık bölümünün kırıldığına bakmak gerekiyor. O kadar fazla küçük faylar var ki, bunların üretebileceği deprem büyüklüğü uzunluğundan dolayı 5 büyüklüğünü geçmeyecektir. Panik yapmamak gerekiyor" diye konuştu.
Balıkesir bölgesi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Aksoy, "Literatürden ve meslektaşlarımın yaptığı çalışmaları sonuçlarından izlemeye çalışıyorum. Fakat şunu görüyoruz. 10 Ağustos 2025’de başladı ve o tarihten itibaren 14 binin üzerinde 3 ve üzerinde deprem yaşandı. Bu gerçekten de normalin dışında. Bunun açıklaması o bölgede yapılan detaylı çalışmalardan sonra verilecektir. Bu ilk defa olan bir şey değil. Bu yılın başlarında Ege Denizi’nde deprem fırtınalarını yaşadık. O zaman hem tektonik hem de magmatik etkinliğe bağlanmıştı. Fakat Sındırgı’nın Kuzey Batısında Akhisar çevresinde 2020’de yine bir deprem etkinliği ve Simav çevresinde deprem etkinliklerini görüyoruz. Bu kadar sık ve yoğun deprem etkinliği bize çok sayıda fayın olduğunu gösteriyor. Bir de bu fayları tetikleyen başka bir mekanizma mı var sorusuna cevap verilmesi gerekiyor. Bir deprem kuşağı üzerindeyiz. Coğrafyamız bu şekilde. Jeolojik özellikler sonucunda bunları belirli aralıklarla yaşamak durumunda kalacağız. Fakat bizim sıkıntımız, depremle yaşamaya alışmalıyız, söylemini uygulamaya geçirmekte sıkıntımız var. 6 Şubat 2023 depremlerinde çok sayıda yapımız hasar aldı ve çok fazla insanımızı kaybettik. Fakat bunun yanında yüzey kırığına çok yakın olup yıkılmayan binaları da gördük. Bu da bize neyi doğru neyi yanlış yaptığımızı açıkça gösteriyor" ifadelerini kullandı.
 
             
             
                             
                             
                            





 
                 
                             
                             
                 
                 
                 
                 
                 
                