Kasım ayı, akciğer kanserine karşı farkındalığı artırmak, erken tanının önemini vurgulamak ve toplumda bilinç oluşturmak için özel bir dönemdir. Akciğer kanseri, dünyada en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan kanser türlerinden biridir. Ancak erken teşhis ile tedavi şansı önemli ölçüde artmaktadır.
Bu ay boyunca;
Sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemek,
Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak,
Düzenli sağlık kontrollerini aksatmamak büyük önem taşır.

UŞAK KANSERLE SAVAŞ DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI
Kasım Ayı Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle yazılı bir basın açıklaması yapan Uşak Kanserle Savaş Derneği Başkanı Mehmet Kurnaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Günümüz dünyasında en sık görülen kanser türlerinin başında akciğer kanseri gelmektedir. Bu nedenle kasım ayı tüm dünyada “Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı”, 17 Kasım da “Akciğer Kanseri Farkındalık Günü” olarak kabul edilmektedir.
Kansere bağlı ölümler içerisinde akciğer kanseri tüm dünyada ilk sırada yer almaktadır. En önemli risk faktörü olan tütün kullanımı dünya çapındaki kanser ölümlerinin yüzde 22’sine, akciğer kanserinden kaynaklı ölümlerin ise yüzde 71’ine neden olmaktadır. Sigara ve diğer tütün ürünleri kullanımı akciğer kanserine yol açan en önemli nedendir. Akciğer kanseri konusunda uyarılarımızı yaparken karşılaştığımız ‘hiç sigara içmemiş kişilerin de akciğer kanseri olduğu’ savunması son derece yanlıştır. Verilere göre akciğer kanseri hastalarının sadece yüzde 10’undan azı hayatında hiç sigara içmemiştir. ülkemizde görülen akciğer kanserlerinin yüzde 90’ının sigara kullanımına bağlı ortaya çıktığını göstermektedir. Hiç sigara içmeyenler veya sigara içmeyi bırakmış olanlara göre, mevcut sigara içen kişilerde yeni akciğer kanseri vakası görülme oranı daha yüksektir. Ağır sigara içen kişide risk yüzde 30'lara çıkarken, hiç sigara içmeyen kişinin akciğer kanserine yakalanma riski yüzde1'den daha düşüktür.
Sigarayı Bırak Kansere Yakalanma Riskin Azalsın
Türkiye Akciğer Kanseri Raporu'nda yer alan bilgiler, sigara ve tütün kullanımını azaltmaya yönelik çalışmaların önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Etkin bir tütün kontrolü sağlandığında, akciğer kanserleri dahil olmak üzere her yıl tütün kullanımına bağlı olarak gelişen yaklaşık 110 bin ölümün önlenebilmesi söz konusudur. Sigaranın bırakılmasıyla kanser gelişme riski hızla azalmaya başlamaktadır. Sigarayı bıraktıktan 10 yıl sonra, akciğer kanseri riskinin yüzde 50 oranında azaldığı görülmektedir. Bu riskin sigara içmemiş bir kişinin grafik özelliğine hiçbir zaman gerilemeyeceği de akılda tutulmalıdır.
Erken tanı hayat Kurtarır
Erken evrede tanı konulması akciğer kanserinin tedavisinde çok önemlidir. Erken evrede tanı alan akciğer kanseri hastalarında sağ kalım oranı ortalama yüzde 70’dir. İleri evrede ise bu oran düşmektedir.
Akciğer Kanseri Risk Faktörleri olarak şunları sıralayabiliriz; 1- Sigara, puro, pipo (tütün) içimi: Akciğer kanserinin bugün ispatlanmış olan en önemli risk faktörüdür. 2 -Asbest: Madenlerde, gemi yapımında, yalıtım malzemesi yapımında kullanılır. Solunum yollarında uzun süreli tahriş oluşturur. 3 -Radon: Evlerde, toprakta doğal olarak bulunan, kokusuz radyoaktif bir gazdır. 4- Verem hastalığı (tüberküloz): Bu hastalığın yerleştiği akciğer alanında sonradan akciğer kanseri gelişebilir. 5-Daha önceden akciğer kanseri geçirmiş olmak: Bir kere akciğer kanseri nedeniyle ameliyat olmuş veya ışın tedavisi uygulanmış olanlarda ikinci bir kanser gelişme riski vardır. Sigara içmek bu riski ayrıca arttırır. 6-Bazı kimyasalların uzun süreli solunması (arsenik, berilyum, kadmiyum, vinil klorür gibi) 7-Radyoterapi öyküsü, 8 - Hava kirliliği, 9- Aile öyküsü
Akciğer kanserlerinin en sık görülen belirtilerini de söyle sıralayabiliriz;
1- Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük, 2- Öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak
3- Derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı, 4 -İştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı, 5 -Ses kısıklığı, 6 -Nefes darlığı, 7 -Sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonları,
Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup, tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren bu tedaviler; cerrahi, hedefe yönelik tedaviler radyoterapi, kemoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir.
Bu nedenle özellikle 55 yaş ve üzeri, uzun süreli sigara içme öyküsü olan kişilerin en az yılda bir kez doktor kontrolleri ile değerlendirilmesi ve riskli vakaların akciğer kanseri açısından radyolojik taramalarının yapılması “erken tanı” konması açısından önem taşımaktadır. Unutmayalım ki erken teşhis hayat kurtarır. Bana olmaz dememeli ve yaş gruplarına göre düzenli bir şekilde kontrollerimizi yaptırmalıyız.”




