Sevgi Hoca, önümüzdeki yıllarda Uşak’ta sıcaklığın 12-16 derece artabileceğini u da içme ve traımsal sulama amaçlı suyun bulunamaz hale getirceğini, suyun en kıymetlibir maddeye dönüşeceğine dikkat çekti.

İşte Dr. Sevgi Dönmez’in o araştırması:

Uşak İl Genelinde Küresel İklim Değişikliğinin İklim Parametreleri Üzerindeki Olası Etkileri

Küresel iklim değişikliği, dünya genelinde artık geri döndürülemez olarak tanımlanan, sıcaklık artışı ve yağışlardaki azalmayla birlikte iklimlerde kuraklaşmaya sebep olacak, ekosistemleri ve buna bağlı olarak canlıları etkileyecek en önemli küresel bir sorun olarak görülmektedir. Bu sürecin bitkiler üzerinde yıkıcı sonuçları olacağına dikkat çekilerek, iklim tiplerindeki olası değişimin tahmin edilerek sürecin gelişimine göre sektörle bazda önlemler alınması gerekliliği vurgulanmaktadır. Bu çalışmada da Uşak ili genelinde günümüzdeki sıcaklık ve yağış değerleri ve buna bağlı olarak da iklim tiplerinin (De Martonne ve Emberger iklim sınıflandırması sistemine göre) durumu belirlenmiş, SSPs 245 ve SSPs 585 senaryoları çerçevesinde 2060 ve 2100 yıllarına kadar olan süreçte bu parametrelerin nasıl değişeceği belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda Uşak il genelinde büyük oranda sıcaklık artışı olacağı, iklim tiplerinin kurak iklim tipi özellikleri göstereceği öngörülmektedir. Bu değişimin etkilerinin, ilin yaklaşık yarısını kapsayan tarım alanlarını doğrudan, ilin tamamına yakınını ise dolaylı olarak etkileyeceği, üstelik bu etkilerin yakın gelecekte görülmeye başlayacağı tahmin edilmektedir. Sürecin tarım alanları üzerindeki etkilerinin azaltılması ve ürün arzının devamlılığının sağlanması için ise tür değişimi ve sulama rejiminde değişiklikler başta olmak üzere kapsamlı tedbirler alınması önerilmektedir.

Günümüzde dünyada günden güne artan nüfus ile birlikte pek çok problem ortaya çıkmaktadır. Dünyada 1750 yılında toplam nüfus sadece 717 milyon civarında iken, günümüzde 8,2 milyarı aşmıştır. Bu durum dünyada ciddi bir nüfus artışı anlamına (Cetin ve ark., 2022; Worldometers, 2025). Dünya genelinde görülen hızlı nüfus artışı ile birlikte pek çok sorun da ortaya çıkmıştır. Gıda yetersizliği şüphesiz bu sorunların başında gelmektedir. Bir çocuğun her beş saniyede açlıktan öldüğü dünyada, 830 milyon kişi kronik açlık yaşamaktadır (Koç, 2021a).Gıda üretimi her yıl daha da ciddi bir sorun haline gelmektedir. Bunun başlıca sebepleri tarım arazilerinin alansal olarak azalmasının yanında, hem niteliğini kaybetmesi hem de verimde görülen düşüş, kirlilik ve iklim değişikliği olarak gösterilmektedir (Şen ve ark., 2018; Junaid & Gokce, 2024; Isinkaralar ve ark., 2024a). Dünya genelinde hem insan ve canlı sağlığı hem de ekosistemler için en önemli tehdit unsurunun kirlilik olduğu sıklıkla dile getirilmektedir (Mutlu & Aydın Uncumusaoğlu, 2018; Erdem ve ark., 2024). Özellikle düşük konsantrasyonlarda bile canlı sağlığı açısından tehdit oluşturabilen ağır metal kirliliği (Ghoma ve ark., 2023; Key ve ark., 2023; Gültekin ve ark., 2025) ile son dönemde daha fazla dikkat çeken ve dünyadaki en ücra ekosistemleri bile etkileyebileceği belirtilen nanopartikül kirliliğinin canlılar ve ekosistemler için büyük tehdit olduğu sıklıkla vurgulanmaktadır (Özel ve ark., 2024; Isinkaralar ve ark., 2024b; Sevik ve ark., 2025). Kirliliğin hem havayı (Isinkaralar ve ark., 2025a; Ozturk Pulatoglu ve ark., 2025), hem toprakları (Istanbullu ve ark., 2023) hem de özellikle tatlı suları ciddi oranda tehdit ettiği belirtilmektedir (Demir ve ark., 2024; Emin & Mutlu, 2024; İpek ve., 2024).Ancak tarımsal üretim üzerindeki en büyük tehdit unsuru, küresel iklim değişikliği olarak görülmektedir. Küresel iklim değişikliği, iklimde kalıcı değişikliklere sebep olacağı tahmin edilen ve bu sebeple de dünya üzerindeki bütün canlıları ve ekosistemleri etkilemesi kaçınılmaz bir süreçtir (Arıcak ve ark., 2024). Etkin bir hareket kabiliyetine sahip olmadıklarında bitkiler, bu süreçten en fazla etkilenecek canlılar olarak görülmektedir (Tekin ve ark., 2022). Çünkü canlıların bütün fenotipik karakterleri ve genetik yapıları ki bunlar arasına bitkiler de dahildir (Kurz ve ark., 2023) çevre şartlarına (Cobanoglu ve ark., 2023; Özdikmenli ve ark., 2024) bağlı olarak şekil almaktadır. Çevre şartları klimatik ve edafik faktörlerdir (Kravkaz Kuşcu ve ark., 2018; Yaşar İsmail ve ark., 2025). Bu şartlardan edafik faktörler hormon uygulaması, gübreleme, toprak işleme gibi tarımsal uygulamalarla değiştirilebilmektedir. Ancak sıcaklık ve yağış gibi bitki gelişimini doğrudan etkileyen iklimsel parametrelerin geniş alanlarda değiştirilmesi oldukça zor ve maliyetlidir. Bu nedenle küresel iklim değişikliğinin etkilerinin belirlenerek gerekli önlemlerin alınması büyük bir önem taşımaktadır. Bu noktadan hareketle, bu çalışmada da ülkemizin önemli bir kenti olan Uşak’da günümüzdeki iklim tiplerinin 2060 ve 2100 yıllarına kadar olan süreçte farklı iklim senaryolara göre nasıl değişeceğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Yöntem Çalışmanın yapıldığı Uşak ilinde genel olarak ekonomi tarım, sanayi ve ticarete dayalıdır. Uşak halkının %45’i köylerde oturmakta tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlamaktadır. İl genelinde 242.114 hektarlık bir alan tarımsal amaçlı olarak kullanılmaktadır. 1.427 hektarlık alan ise sulanabilen arazi durumundadır. İlin toplam arazisinin yaklaşık %42,8’i kuru tarım alanı, %6,9’u ise çayır ve mera alanıdır (KTB, 2025). Dolayısıyla kuru tarım yapılan yani sulanamayan alanlarda yapılan bitkisel üretim, doğal olarak iklim şartlarına bağlıdır. Benzer şekilde hayvancılığın temelini oluşturan çayır ve mera alanlarındaki hayvan yemi olarak kullanılan otların büyüyebilmesi de yine iklim şartlarına bağlıdır. Bundan dolayı il genelindeki iklimsel değişimlerin alansal ve nüfus olarak doğrudan ilin en az yarısını, dolaylı olarak da tamamına yakınını etkilemesi kaçınılmazdır. Çalışma kapsamında Uşak il genelini kapsayacak şekilde SSPs 245 ve SSPs 585 senaryolarına göre öncelikle sıcaklık ve yağış değişim haritaları oluşturulmuş, daha sonra De Martonne ve Emberger iklim sınıflarına göre iklim tiplerinin değişimleri belirlenmiştir. Seçilen iklim sınıflandırmaları, bilimsel çalışmalarda en çok rağbet gören ve küresel iklim değişikliği konulu çalışmalarda en sık biçimde kullanılan iklim sınıflandırma sistemlerindendir (Çobanoğlu ve ark., 2023; Gur ve ark., 2024).Bu çalışma için seçilen iki adet SSPs 245 (4.5 W/m2-orta seviye) ve SSPs 585 (8,5 W/m2-en aşırı seviye) senaryoları ile üç ayrı zaman periyotlarında (günümüz, 2060 ve 2100) iklim parametreleri ve iklim tipleri açısından değişim tahminleri gerçekleştirilmiştir. İnsan faaliyetlerinden nedeniyle ortaya çıkan sera gazları ve kirleticilerin konsantrasyonu bu senaryolar tarafından temsil edilmektedir. Bu çalışma boyunca tercih edilen iklim sınıflandırmasından De-Martonne iklim sınıflandırması (1929), yıllık ortalama sıcaklık dağılışı, yıllık ortalama toplam yağış; Ocak ve Temmuz aylarına ait sırasıyla maksimum sıcaklık ortalamaları ve minumum sıcaklık ortalamaları ve bu ortalamaların farkıyla elde edilen değerlere dayanmaktadır. Yıllık yağış miktarı ile kurak ve yağışlı iklimlerin birbirinden farkı ortaya konur. Yağış miktarıyla birlikte, buharlaşmaya neden olan kuraklık, sıcaklıkla da bağlantılıdır. Çalışmada kullanılan yöntem daha önce yapılan çok sayıda çalışmada hem iklim tiplerinin değişiminin belirlenmesi amacıyla kullanılmıştır (Koç, 2021a,b; Işınkaralar ve ark., 2023; Gur ve ark., 2024). Çalışma içinde kullanılan De Martonne, sınıflandırma sisteminin formülleri aşağıda görüldüğü gibidir (Akman, 1990).De Martonne Formülü:IM=P/(T+10)P: Yıllık Ortalama Toplam YağışT: Yıllık Ortalama Sıcaklık (°C)De Martonne iklim indis değerlerine göre iklim formülleri, Uşak iklim değerleri kullanılarak Coğrafi Bilgi SistemleriArc GIS 10.5 yazılımıyla program üzerinde uygulanmış ve Uşak için iklim modellerine ait indis değerleri hesaplanmıştır.

Karahan/ Turkish Journal of Agriculture -Food Science and Technology, 13(7): 1846-1853, 20251848Arc GIS kullanılarak hesaplanan iklim modelleri, indis değerlerine göre (Çizelge1) yeniden sınıflandırma (reclassify) işlemi uygulanarak, iklim sınıflandırma indislerine göre çeşitli haritalar ortaya çıkartılmıştır.Çalışmada kapsamında kullanılan diğer iklim sınıflandırması olan Emberger iklim sınıflandırması Fransız fitocoğrafyacı ve botanikçi olan Emberger (1933) tarafından oluşturulmuş olup ekofizyolojik temellidir (Çizelge2). Emberger, çalışmalarında daha çok Akdeniz iklimi ve bu bölgelerin iklimsel sorunlarını ele almıştır. Akdeniz iklimini, kurak mevsim süresine, yaz yağış miktarına, yağışlı mevsimde görülen sağanak şeklinde veyaseyrek yağış durumuna, yağış miktarlarında yer alan yıllık ve aylık değişkenlik niteliklerine ve fotoperiodizme göre tanımlamıştır (Akman, 1990).Emberger Formülü (°C):IE= ((100.P)/(M2-m2))M: En sıcak ayın en yüksek sıcaklık ortalamasım: En soğuk ayın en düşük sıcaklık ortalaması P: Yıllık ortalama toplam yağış Bulgular Çalışmaya konu senaryolara göre, Uşak ilinin günümüz ile 2100 yılına kadar olan süreçte, kırkar yıllık periyotlarda sıcaklık değişimi görsel olarak Şekil 1’de verilmiştir. Şekil 1’de görüldüğü üzere Uşak il genelinde ortalama sıcaklığın 2100 yılına kadar önemli derecede artacağı tahmin edilmektedir. Günümüzde ilin büyük bölümü 10-14 °C ortalama sıcaklığa sahipken ilin büyük bölümünün 2100 yılına kadar SSP245 senaryosuna göre12-16 °C, SSP 585 senaryosuna göre ise 14-18 °C ortalama sıcaklığa sahip olacağı görülmektedir. Günümüzde en yüksek ortalama sıcaklığın 14-16 °C olduğu il genelinde 2100 yılına SSP245 senaryosuna göre 18-20 °C, SSP 585 senaryosuna göre ise 20-22 °C ortalama sıcaklığa sahip alanlar oluşacağı tahmin edilmektedir. Uşak ilinin günümüz ile 2100 yılına kadar olan süreçte, kırkar yıllık periyodlarda sıcaklık değişimi alansal olarak Çizelge3’te verilmiştir. Çizelge değerleri incelendiğinde günümüzde ilin yaklaşık%66,31’sı 12-14 °C aralığında ortalama sıcaklığa sahiptir. SSP245 senaryosuna göre 2100 yılına kadar ilin yaklaşık %62,34’ü 16-18 °C ortalama sıcaklığa sahip olacaktır. SSP585 senaryosuna göre ise 2100 yılına kadar ilin yaklaşık yarısı 18-20 °C ortalama sıcaklığa sahip olacaktır. Bu sıcaklık artışı çok büyük bir artıştır ve il genelinde bütün ekosistemleri etkilemesi kaçınılmazdır. Çalışmaya konu senaryolara göre Uşak il genelinde yağış değişimi Şekil 2’de görülmektedir.Uşak il genelinde yağış değişim haritası incelendiğinde yağış miktarının önemli ölçüde azalacağı, özellikle günümüzde yüksek yağış ortalamasına sahip ilin kuzey ve batı bölümünde günümüzde 600 mm’nin üzerinde yağış alan bölgelerin önemli ölçüde etkileneceği ve bu bölgede yağış miktarının büyük oranda düşeceği tahmin edilmektedir. Uşak il genelinde 2100 yılına kadar olan süreçte, 40’ar yıllık periyodlarda yağış miktarının değişimi alansal olarak Çizelge4’te verilmiştir. Çalışmaya konu Uşak il genelinde yağış durumunun değişimi incelendiğinde genel bir düşüş olduğu görülmektedir. Günümüzde il genelinde 600 mm’nin üzerinde yağış alan bölge il genelinin yaklaşık % 58,20’si iken bu oran 2100 yılında SSP245 senaryosuna göre %1,37’ye düşecek, SSP585 senaryosuna göre ise il genelinde 600 mm nin üzerinde ortalama yağışa sahip alan kalmayacaktır. SSP585 senaryosuna göre 2100 yılında il genelinin yaklaşık %57,72’sinde ortalama yayağış miktarı 500 mm’nin altında kalacaktır. Çalışmaya konu senaryolara göre, Uşak ilinin günümüz ile 2100 yılına kadar olan süreçte, kırkar yıllık periyotlarda De Martonne iklim sınıflarına göre, iklim tiplerinin süreç içerisindeki değişimi Şekil 3’te verilmiştir. Uşak’da De Martonne iklim sınıflandırma sistemine göre iklim sınıflarının değişimi incelendiğinde sıcaklık artışı ve yağıştaki azalmanın etkisinin iklim sınıflarına yansıdığı ve büyük oranda kuraklaşma olduğu görülmektedir. Günümüzde ilin büyük bölümünde görülen nemli ve yarı nemli iklim tipleri SSP 585 senaryosuna göre 2100 yılına kadar yerini büyük oranda yarı kurak iklim tipine bırakacaktır. Bu değişimden en fazla etkilenecek kısımların ise ilin orta ve güney bölümü olacağı tahmin edilmektedir. De Martonne iklim sınıflandırmasına göre ortaya çıkartılan iklim sınıflarının alansal değişimi Çizelge5’te verilmiştir.De Martonne iklim sınıflandırmasına göre bugün Uşak ilinin yaklaşık %62,20’sinde yarı nemli, %32,19’unda nemli iklim tipi görülmektedir. Yapılan hesaplamalar 2100 yılında SSP245 senaryosuna göre ilin yaklaşık %64,00’ünde Akdeniz iklimi, %24,42’sinde ise günümüzde var olmayan yarı kurak iklim tipinin görüleceğini ortaya koymaktadır. SSP585 senaryosuna göre ise 2100 yılında ilin yaklaşık %95,17’sinde yarı kurak iklim tipi görülecektir. Emberger iklim sınıflarına göre, Uşak’de iklimin süreç içerisindeki değişimi Şekil 4’te verilmiştir. Günümüzde ilin tamamında görülen yarı nemli ve nemli iklim tiplerinin yerini hızla kurak iklim tiplerine bırakacağı tahmin edilmektedir. Günümüzde bulunmayan yarı kurak alanların 2060 yılına kadar ortaya çıkacağı, SSP 245 senaryosuna göre ilin yaklaşık %65,70’inde, SSP585 senaryosuna göre ise %84,58’inde hüküm süreceği tahmin edilmektedir. 2100 yılına kadar kuraklaşmanın daha da artacağı, 2100 yılında SSP585 senaryosuna göre ilin yaklaşık %68,14’ünde kurak iklim tipinin hakim olacağı tahmin edilmektedir. Emberger iklim sınıflandırmasına göre iklim sınıflarının alansal değişimi Çizelge6’da verilmiştir. Emberger iklim sınıflandırma sistemine göre günümüzde Uşak ilinin yaklaşık %93’ünde yarı nemli, %7’sinde ise nemli iklim tipi hüküm sürmektedir. Çizelge değerleri incelendiğinde il genelinde kuraklaşma sürecinin çok hızlı olacağı ve 2060 yılında SSP245 senaryosuna göre %65,70’inde SSP585 senaryosuna göre ise %84,58’inde yarı kurak iklim tipinin hakim olacağı tahmin edilmektedir. 2100 yılına gelindiğinde ise günümüzde yarı kurak iklim tipinin hüküm sürdüğü alanların SSP245 senaryosuna göre ilin yaklaşık %88,97’sinde hakim olacağı tahmin edilmektedir. SSP585 senaryosuna göre ise 2100 yılında ilin %31,23’ünde yarı kurak, %68,14’ünde ise kurak iklim tipi hakim olacaktır.

Çizelge 1

Çizelge 2

Grafik 1

Grafik 2

Sonuç ve Tartışma

Çalışma sonuçları göstermektedir ki; yakın gelecekte Uşak il genelinde sıcaklık, yağış ve bunlara bağlı olarak da iklim sınıflarında büyük ölçüde değişikler meydana gelecektir. Bu sonuçlara göre yakın gelecekte, Uşak il genelinde sıcaklık artışı baş gösterecek, bu durum ise iklim tipinde önemli bir değişikliğe sebep olacaktır. Örneğin günümüzde Emberger iklim sınıflandırmasına göre il genelinde yarı kurak alanlar bulunmazken 2060 yılına gelindiğinde her iki senaryoya göre de ilin büyük bölümünde yarı kurak iklim tipi hakim olacaktır. Bu durumun il genelinde büyük çaplı sosyal, ekonomik ve kültürel değişikliklere sebep olması kaçınılmazdır. Çünkü iklim, insanoğlunun yaşamını, fiziksel çevresini şekillendirdiği gibi, her türlü ekonomik ve sosyal faaliyeti, hatta konfor şartları ve psikolojilerini dahi etkilemektedir (Koç, 2022a,b; Dogan ve ark., 2024; Isinkaralar ve ark., 2025b). İklim bitkiler üzerindeki etkisi ise çok daha kuvvetli hissedilmektedir. Etkin bir hareket kabiliyetine sahip olmayan bitkiler iklimsel değişimlerden daha fazla etkilenmektedir (Ertürk ve ark., 2024a,b; Cantürk ve ark., 2024).

Yangının İzleri Siliniyor: Sivaslı'da Fidanlar Toprakla Buluşacak
Yangının İzleri Siliniyor: Sivaslı'da Fidanlar Toprakla Buluşacak
İçeriği Görüntüle

Çünkü canlıların fenotipik karakterleri, morfolojileri, fenolojileri, kısaca bütün karakterleri genetik yapı (Sevik ve ark., 2012; Hrivnak ve ark., 2024) ile çevresel faktörlerin (Sevik ve ark., 2016; Yigit ve ark., 2023) ve özellikle iklimin etkisi altında şekillenmektedir. Bundan dolayı çalışma alanında ormanlar, meralar ve tarımsal alanların iklimsel değişimlerden önemli ölçüde etkileneceği söylenebilir. İklim değişikliğinin tarımsal alanlara etkisinin çok yönlü olacağı tahmin edilmektedir. Yapılan çalışmalar iklim değişikliğinin en fazla göller, nehirler, yeraltı suları gibi tatlı sular üzerinde baskı oluşturacağını, suyun gelecek yıllarda en değerli kaynak olacağını ortaya koymaktadır. Zaten varolan kirlilik sorununun oluşturduğu baskı ile birleşen iklimsel stresler, su kaynaklarını ciddi biçimde tehdit edecektir (Demir ve ark., 2021; Şimşek ve Mutlu, 2023; Key ve ark., 2023; Tokatli ve ark., 2024). Bu durum tarım alanlarında sulama konusunda kısıtlar oluşturacak, yeterince sulama yapılamayan alanlarda bitki gelişimi önemli ölçüde sekteye uğrayacaktır. Yapılan çalışmalar kuraklığın bitki gelişimi üzerindeki en önemli stres faktörlerinin başında geldiğini göstermektedir (Sevik & Topacoglu, 2015). Çalışma sonuçları da küresel iklim değişikliğinin en önemli sonuçlarının sıcaklık artışı, yağışlarda azalma ve iklimde kuraklaşma şeklinde ortaya çıkacağını göstermektedir. Küresel iklim değişikliğinin etkileri ile iklimsel parametrelerdeki değişimlerin belirlenmesi konusunda yapılan çok sayıda çalışmada benzer sonuçlar alınmıştır. Örneğin Bolu’da Lang iklim sınıflandırmasına göre yapılan çalışmada günümüzde Bolu’nun sadece %0,71’inde kurak iklim hakim iken, 2070 yılında bu oran RCP 45 senaryosuna göre %18,17 ve RCP 85 senaryosuna göre ise %30,41 seviyesine çıkacağı belirtilmiştir (Koç, 2021a). Yine Emberger iklim sınıflandırmasına göre günümüzde Bursa ilinde kurak ve yarı kurak alanlar bulunmazken 2100 yılına gelindiğinde SSPs 585 senaryosuna göre ilin yaklaşık %5,8’inde kurak, %82,65’inde yarı kurak iklim tipinin hüküm süreceği öngörülmektedir (Arıcak ve ark., 2024). Düzce’de yapılan bir çalışmada da De Martonne iklim sınıflandırmasına göre il genelinin günümüzde yaklaşık %47.22’sinde nemli, %52.78’inde aşırı nemli iklim tipi hüküm sürerken 2070 yılında RCP 4.5 senaryosuna göre ilin yaklaşık %19.94’ünde yarı nemli, %71.10’unda nemli iklim ve %8.96’sinde de çok nemli iklimin etkisinin görüleceği belirlenmiştir (Koç, 2021b). Yapılan diğer çok sayıda çalışmada da sıcaklık artışı, yağışlarda azalma ve iklim tiplerinde kurak iklim tiplerine doğru kaymalar olacağı vurgulanmıştır (Dogan ve ark., 2023; Gur ve ark., 2024).Küresel iklim değişikliğinin Uşak’ta bulunan tarım alanları üzerindeki etkisini daha aza indirgemek için hızlı bir şekilde planlamalar yapılması ve önlemler alınması gerekmektedir. Bu konu kapsamında öncelikle küresel iklim değişikliğinin sebeplerinin ortadan kaldırılması önerilmektedir. Bilindiği üzere yapılan çok sayıda çalışma süreç üzerinde en etkili faktörün fosil yakıt kullanımı olduğunu ortaya koymaktadır. Bundan dolayı fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının kulllanılarak karbon emisyonunun azaltılmasına yönelik uygulamalara öncelik verilmeli rüzgar ve güneş enerjisi gibi enerji kaynaklarına ağırlık verilmesi, bunun dışında biyokömür gibi yenilikçi ve yenilenebilir enerjilerin kullanımı küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için kullanılabilir (Kalayci Onac ve ark., 2021; Yeşil& Koç, 2024; Şevik ve ark., 2024). Lokal olarak ise sulama rejiminin değişikliğe gidilmesi, minimum su kullanarak maksimum düzeyde fayda sağlayan damla sulama sistemi gibi sulama sistemlerinin kullanılması önerilmektedir (Koç, 2021a). Bunun yanında bitkilerin bütün fenotipik karakterlerinin genetik yapılarının etkisiyle şekillenmesi nedeniyle, bitki tür ve orijin seçimi de önemlidir (Hrivnak ve ark., 2024). Yapılan çalışmalar kuraklık stresine dayanıklılığın tür, orijin ve hatta aynı orijinli bireyler arasında dahi büyük ölçüde değişiklik gösterebildiğini ortaya koymaktadır (Koç, 2021a). Bundan dolayı aynı bitki türlerinin kuraklığa dayanıklı orijin ve genotiplerinin kullanımı, kuraklık nedeniyle meydana gelen stresin etkilerinin azaltılmasında fayda sağlayabilecektir.Sürecin etkilerini azaltmanın bir diğer yolu da tarımsal ürünlerin değiştirilmesidir. Yapılan çalışmalar bu süreçte belli bazı türler için uygun olan yayılış alanlarının, başka türler için uygun yetişme ve yayılış alanları haline geleceğini göstermektedir. Örneğin Avrupa’da orman ağaçlarından Picea abies,Larix decidua,Betula pendulave Pinus sylvestris’in yayılış alanlarının azalacağı, Fagus sylvatica, Fraxinus excelsior, Abies alba, ve Quercus roburve Quercus petraea’nın yayılış alanlarının ise artacağı öngörülmektedir. Benzer durum başka ağaç türleri için de geçerlidir (Varol ve ark., 2022; Çobanoğlu ve ark., 2023). Dolayısıyla iklimlerdeki değişimin tarımsal üretim üzerindeki etkisi, yapılacak çalışmalar ve uygulamalarla azaltılabilir. Bunun için öncelikle sürecin nasıl etkilere yol açacağı belirlenmelidir. Sonrasında ise süreçten etkilenecek alanlar için ayrı eylem planları yapılmalı, bu alanlarda gerçekleştirilecek çalışmalarda kuraklığa dayanabilen tür ve orijinlerin kullanılması temin edilmelidir.

Öneriler

Çalışma sonuçları yakın gelecekte Uşak ili genelinde sıcaklık ortalamalarında önemli ölçüde artış olabileceğini, yağış rejiminin değişiklik meydana gelebileceğini ve iklim tiplerinin yarı kurak iklim tipinden, kurak iklim tipine doğru kayabileceğini ortaya koymaktadır. Bu süreçten neredeyse ekosistemler ve dolayısıyla bütün canlılar önemli ölçüde etkilenecektir. Ancak sürecin tarım alanlarındaki etkisi nispeten azaltılabilir. Bunun için gerekli önlemlerin ivedilikle alınması gerekmektedir. Küresel iklim değişikliğinin tarım alanlarındaki etkisinin azaltılabilmesi için öncelikle sulama rejiminin değiştirilmesi, en az su harcanarak üretim yapılması, bunun için yer altı sulama sistemlerinin ve toprakta su tutucu maddelerin kullanılması önerilmektedir. Ayrıca yağmur hasadı ve yağışlı mevsimlerde suyun depolanması, göl ve havuz yüzeylerinden suyun buharlaşmasının önlenmesi sağlanmalıdır. En önemli tedbirlerin başında da yeni iklim şartlarına uygun ürün kullanımı gelmektedir. Bunun için şimdiden çalışmalar yapılarak Uşak genelinde tarım alanlarında yeni oluşacak iklim tipleri ve mevcut toprak yapısında yetişebilecek en uygun türlerin belirlenerek deneme ekimlerinin yapılması gerekmektedir. Aynı şekilde sadece tür değil uygun çeşitlerin de belirlenmesi önerilmektedir.

Muhabir: SALİH KILINÇ